Okulu Tanıyalım...
Ne zamandır okul okul diyordum. Bir yerden başlamak gerek. Okuduğum yerin adı tam olarak Universidade de Lisboa, Faculdade de Psicologia y Sciencias de Educaçao. Adından da anlaşılacağı gibi sadece psikoloji ve eğitim bilimleri bölümleri mevcut. Psikoloji 5 sene ders 1 sene staj olmak üzere 6 sene, eğitim bilimleri 3 sene. Ben eğitim bilimlerinden 1., 2. ve 3. sınıftan 1er ders alıyorum, psikolojiden de 4. ve 5.sınıftan ders alıyorum. Toplam 6 dersim var ve hepsi PORTEKİZCE.
Okuldaki ilk resmi günüm dündü. Sabah 11'de hoşgeldik toplantısı vardı. Ben sanıyorum ki sadece Erasmus öğrencileri için yapılıyor (fakültede toplam 35 kişi varmış). Bir de girdik ki 2 bölümünde 1.sınıf öğrencileri de katılıyormuş. Eh çoğunluk da onlar olduğu için her şey PORTEKİZCEYDİ. Yaklaşık 1 saat boyunca 6 hoca ayrı ayrı konuştu. Tek anladığım 'kendinizi evinizde gibi hissetmenizi istiyoruz.' lafıydı ki saolsunlar 1 saat boyunca portekizce konuştukları için kendimi daha çok uzayda gibi hissettim. Toplantı sonrası açık büfe kokteyl vardı. Domuz etidir korkusuyla tatlı olmayan şeylerden yemedim. Tatılar çok güzeldi ama. Özellikle buraya özgü Pastel de lata mıdır pasteis de Belem'midir tam çözemediğim bir tatlı var ki (fotosunu çektim bir sonraki blogda koyacağım inşalla) yemede yanında yat cinsinden bir şey.
Her neyse, toplantı girişinde kimin erasmus olduğu pek belli olmuyordu ama toplantı çıkışında İspanyollar hemen kendilerini belli ettiler. Toplam kaç kişiler bilmiyorum ama ben sanırım 6 tanesiyle tanıştım. 3'ü averaj bir Türk'ün çılgın olarak nitelendirdiği cinstendi. İspanyolca bilince kaynaşmak zor olmadı. Bir de Alman vardı. Ayak üstü muhabbet, telefon değiş tokuşları ve parti planları yapıldı. İspanyollar demek Fiesta demek zaten. Bu ayak üstü muhabbette komik bir olay yaşadım. Onu da anlatmadan geçemeyeceğim. İspanyollarla ispanyolca konuşurken bir anda alman arkadaşa dönüm bir şey anlatmaya başladım. Baktım ki yüzünde neler oluyor gibisinden bir ifade. Meğer hala ispanyolca konuşuyormuşum. tabii ki onunla ingilizce konuşmam gerekiyordu. Jeton köşeli olduğu için biraz geç düştü tabii... Şaka gibi günde 3 dile mağruz kalınca insan afallıyor... Ben şimdilik İngilizce ve İspanyolca ile idare edip Portunhol (portuguese+espanhol un karısımı) konuşmaya çalışıyorum.
Ayaküstü muhabbetten sonra herkes kendi yoluna gitti... Ben de kütüphaneyi keşfettim ve binanın önüne çıkıp biraz foto çektim. Aşağıda görülen resim bizim fakültenin tam karşısındaki
bina. Üniversitenin bir binası ama ne binası gidip bakmaya üşendim.
Bu resimde tam bizim fakültenin çaprazı, solda kalan bina edebiyat fakültesi, kampüste ilk öğle yemeğini yediğim yer.
Kütüphanesini görünce çok gaza geldim. Kütüphane sadece fakülteye ait. 2 odadan oluşuyor. 1 tanesi daha eski. Ayrıca psikolojinin alt alanlarının da ayrı kütüphaneleri varmış. Ben klinik psikoloji kütüphanesini de gördüm. O küçük bir odaydı ama olsun. Valla Türkiye'deki bölümler buralardan örnek almalılar. Burası Barcelona Üni. Psikoloji kütüphanesinden sonra gördüğüm en güzel 2. kütüphane.
Bu yanda gördüğünüz fotoda görünen yayınların hepsi psikoloji ve eğitim Journali (yani bilimsel dergi) Gördüğüm en geniş arşivdi diyebilirim.
İngilizce, İspanyolca, Portekizce ve Fransızca bir sürü dergi vardı. Ağzımın suyu akmadı değil valla. İnsanın oturup tüm gün okuyası geliyor.
Burda da kitapların 2 rafını görüyorsunuz. Mesela bu gordugunuz koridor sadece pedagoji koridoru. 1 koridor bilissel psikolojiyse diger koridor bilissel terapi koridoru gibi. Türkiye'de psikoloji bölümünü bitirmiş olarak bölümlerin böyle kütüphaneleri ülkemize kazandırmalarını temmenni etmekten başka diyecek söz bulamıyorum. Ey rektörler, dekanlar duyun sesimi.
Bu arkadaşın adı Mariona. Erasmus Macerasına
Barcelona'dan katılıyor. Öğleden sonra okulda yapacak bir şey kalmadığı, acaba yurda mı dönsem diye düşündüğüm bir anda karşıma çıktı. Ve onun sayesinde ilk turistik gezimi yaptım. Onunla ilgili postu bir iki gün içinde koyucam inşallah. Resimler hazır.
Ayrıca ilk derste yaşadıklarımı da daha sonraya saklıyorum nitekim yavaştan uyku vaktidir. İlk günden 100 sayfalık okuma verdiler. Allahtan ingilizce. Burda çok çalışmam gerekecek çoooookkk...
Beni izlemeye devam edin.
Adeus!
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home